20 Ocak 2012 Cuma

Ameliyatsız PDA (kanal açıklığı) kapatma

PDA anne karnında açık olan ve dolaşımı sağlayan kanalın, doğumdan sonra kapanmayıp açık olarak devam etmesidir.  Bu açıklığın boyutuna göre hastanın yakınmaları değişir. Bazen hiçbir yakınma yapmayıp tesadüfen saptanır, bazen de ağır kalp yetersizliğine ve ciddi sorunlara yal açabilir. Bugün PDA larda güncel tedavi genellikle amaliyatsız (girişimsel yöntemler) kapatma şeklindedir...Alttaki resimde PDA açıklığı ve coil ile başarı ile kapatılmış PDA yı görmektesiniz...Bu hasta için çok konforlu bi işlemdir ve hastayı ameliyattan kurtarır...

8 Ocak 2012 Pazar

Ameliyatsız delik kapatma

Bugün kalpteki deliklerin ve açıklıkların büyük bir kısmını ameliyatsız kapatabiliyoruz.....

Bu işlemin avantajı hastanın açık kalp ameliyatı geçirmemesi ve
işlemden sonra ertesi gün eve gitmesidir.....

Aşağıda kapatma işlemi sırasında bir görüntü görmektesiniz






ÜFÜRÜM NEDİR ? MASUM ÜFÜRÜM

Üfürüm nedir ?

Kalbin muayenesi sırasında, dinleme aleti ile kalp dinlenirken normal kalp sesleri dışında, akan kanın çıkardığı uğultuya üfürüm denir. Üfürümlerin bir çok çeşidi vardır. Tamamen zararsızları olduğu gibi, hafif veya ağır kalp hastalığı bulgusu da olabilir. Üfürüm kalp hastalıklarının bulgularından sadece bir tanesidir. Üfürüm duyulan kişilerin kalbi tamamen normal olabildiği gibi, bazı kalp hastalıklarında hiç üfürüm olmayabilir. 

Masum üfürüm nedir ?
Üfürüm sağlıklı çocuklarda bile %30-40’ında duyulabilir. Genellikle 3-8 yaş arası çocuklarda sıklıkla duyulmasına karşın her yaşta bulunabilir. Genellikle ateş, kansızlık ve heyecan gibi kalbin hızlı çalışmasına neden olan durumlarda üfürüm şiddeti artar. Bu nedenler ortadan kalktığında üfürüm azalır veya kaybolur. Ayrıca vücut pozisyonu ve solunumla da değişebilir. Hastaların çoğunda üfürüm bir ateşli hastalık nedeniyle doktora gittiklerinde farkedilir. Bununla birlikte, kalp hastalıkları ile ayırıcı tanısının yapılması gereklidir. Sıklıkla masum üfürümler kalp hastalığı zannedilebildiği gibi, bazen de organik kalp hastalıkları  masum üfürüm zannedilerek tanı ve tedavide gecikmeye yol açarlar.

Masum üfürüm tedavi gerektirir mi ?

Hiçbir tedavi gerektirmez. Birçok çocuk kardiyoloji merkezi, ekokardiyografi dahil tam bir kalp muayenesi yapıldıktan sonra, eğer hiçbir problem bulunmaz ise izlemeyi gereksiz görmektedir.

Masum  üfürümü olan çocuklarda dikkat edilecek noktalar varmı ?

Her sağlıklı çocukta dikkat edilecek noktalar dışında hiçbir şeye dikkat etmek gerekli değildir. Her çocuğun yaptığı gibi beden eğitimi veya sportif aktiviteleri kısıtlamasız yapmalıdır.

ÇOCUKLARDA EKOKARDİOGRAFİ’NİN ÖNEMİ: KİME EKOKARDİOGRAFİ ??

Doğuştan kalp hastalıkları aile, toplum ve çocuk için çok önemli bir risk oluşturmaktadır. Bu hastalıklardaki bulgular, anne karnındaki hayatın ilk günlerinden itibaren ortaya çıkabileceği gibi, doğumda yada çok ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir. Hayatı tehdit eden morarma ilk semptom olabileceği gibi, 30’lu yaşlardaki kalp çarpıntısı ilk bulgu olabilir. Yada en kötüsü o güne kadar hiç bir yakınması olmayan bir çocukta spor sırasında ani ölümle karşımıza çıkabilir. Bu esasında gazetelerdeki magazin haberlerinin ötesinde önlenebilir bir durumdur.

Günümüzde Doğuştan kalp hastalıklarının tanısı ve tedavisi anne karnından itibaren yapılabilmektedir. EKOKARDİOGRAFİ ile hastalıkların tanısını koymak ve gerekiyorsa tedaviyi yönlendirmek son derece kolay ve güvenilirdir. Bu kadar önemli bir tetkikin herhangi bir zararının olmaması, kolay ulaşılabilir olması da çok önemli artılarıdır.

Peki Ekokardiografi kimlere yapılmalıdır ?
Fetal Ekokardiografi (FETAL EKO) anne karnında 18 haftadan itibaren yapılabilmektedir. Bir çok Avrupa ülkesinde her gebeye bu tetkik yapılmakla birlikte, ülkemizde şüphelenilen yada riskli gebeliklere, yada aile isteğiyle yapmaktayız. Özellikle bu tetkikin önemi kavrandıkça ve ailelerden istek arttıkça tetkik sayısı artmaktadır. Bu tetkik sayesinde kalp hastalıklarının anne karnında tanısı ve gerekiyorsa tedavisi rahatlıkla yapılabilmektedir.

Peki çocuklarda ekokardiografiyi kimlere yapalım.?. Zaten çocuk hekimleri kalpte herhangi bir ses (üfürüm) duyduklarında ekokardiografi istemektedirler. Bunun dışında morarma, çarpıntı, göğüs ağrısı ve bayılma gibi semptomları olan, erken doğmuş, ailede kalp hastalığı olan çocuklarda mutlak tetkik istenmelidir. Spor yapacak olan her çocukta Eko yapılmalıdır çünkü gizli kalan ve hiçbir muayene bulgusu vermeyen hastalıklar sporda ciddi sorun oluşturur ve ani ölümlere yol açar. Bir çok ülkede Eko yapılmadan spor izni verilmemektedir…Peki acaba bunlar yeterlimidir.?. Kliniğimizde yüzlerce hasta vardır ki 30’lu 40’lı yaşlara gelmiş, kalplerinde 2-3 cm delikle dolaşan ve o güne kadar maalesef tanı almamış yada ailesel kalp hastalığını mayın gibi taşıyor ama farkında değil. Bu hastalara bu yaştaki yapılacak tedavilerde sonuçlar ne yazık ki pek başarılı değildir. Bu hastalarda da görüldüğü gibi doğuştan kalp hastalıkları kolayca gözden kaçabilmektedir.
Tüm bunlar göz önüne alındığında normal bir çocuk takibinde ayrıntılı bir kardiyak değerlendirmenin önemi açıktır ama bu değerlendirmelerde tek başına muayene çoğu zaman yetmemektedir.

Günümüz koşullarında bir Pediatrik Kardiyoloğa kolaylıkla ulaşılabilmekte ve uzman hekim EKOKARDİOGRAFİ ile kalp hastalığı olup olmadığını rahatlıkla söyleyebilmektedir. Bu sayede tüm doğuştan kalp hastalıklarına her aşamada rahatlıkla tanı koymaktayız ve her yaşta tedavi edebilmekteyiz. Bu tedavilerde de doğru zamanlama ile hastalara normal ve sağlıklı bir yaşam sunabilmekteyiz. Bu nedenlerle her çocuğa hayatının ilk yılında bir kez Ekokardiografik değerlendirme yapmak son derece değerli ve faydalıdır. Ben inanıyorum ki bebeklere ilk yıllarında yapılan rutin değerlendirmelerin (hemogram, idrar, işitme testi, kalça çıkığı vb) içine ekokardiografide girmelidir ve yakında da girecektir.

Fetal Ekokardiyografi

Doğuştan kalp hastalıkları (DKH) tüm doğumların % 1’inde görülen ve bebeklerde en sık tespit edilen anomalilerdir. Bu hastalıkların anne karnında tanısı, bazen de tedavileri mümkündür. Ultrasonografik dalgalarla ve özel sistemlerle bebeğin kalbinin değerlendirilmesine “Fetal Ekokardiyografi” denir. Tanı konulduktan sonra hastalığın seyri, yapılabilecek işlemler ve tedavi hakkında fikir verilebilir.

Fetal ekokardiyografi, Kime yapılmalıdır?

Doğuştan kalp anomalileri en sık anomaliler olduklarından ve bu tetkikin anne ve bebeğe hiçbir zararı olmamasından dolayı Avrupa ülkelerinin çoğunda tarama amaçlı her gebeliğe yapılmaktadır. Böylece DKH’lerin hemen hemen tümüne tanı konmaktadır. Bunun dışında alttaki özel durumlarda kesinlikle yapılmalıdır.

• Anne’ de
Gebelikte geçirilmiş bulaşıcı hastalık varlığında,
Annenin kronik hastalıklarında (Şeker, Romatizma vb),
Gebelikte ilaç kullanımında, radyasyona maruziyet (röntgen, BT çekimi vb)
Hipertansiyon ya da riskli gebeliklerde
Tarama ve biyokimya testlerinde anormallik varsa
Ölü doğum ya da düşük öyküsü varsa
İleri yaş gebeliklerinde

• Bebekte
Kromozom anomalisi ya da şüphesi varsa
Ultrasonografide kalbe ait yada kalp dışı anomali şüphesinde
Ritm bozukluğu şüphesi
Ense kalınlığı testi yüksekse
Bebekte gelişme geriliği varsa
Kalp ritminde düzensizlik varsa

• Aile’de
Ailede doğuştan kalp hastalığı varsa
Anne-baba ve kardeşlerde genetik anormallik varsa

• Kadın Hast. Ve Doğum hekimi önerdiyse



Fetal ekokardiyografi, bebeğe zarar verir mi ve işlem ne kadar sürer?
İşlen USG’den farklı değildir ve ses dalgaları ile yapılır. Bebeğe hiçbir yan etkisi ve zararı yoktur. İşlem yaklaşık 20 dk. civarında zaman alır. Ciddi anomali varlığında daha da uzayabilir. Bu sırada anne aynen USG’ de olduğu gibi sırt üstü yatar ve işlem karından yapılır.
Fetal ekokardiyografi, ne zaman yapılmalıdır?
Bu işlemin en ideal zamanlaması gebeliğin 19-24. haftasıdır. Ciddi kalp anomalisi şüphesinde 16. haftalardan itibaren yapılabilir. 24. haftadan sonra bebeklerin kemiklerinin gelişimi nedeniyle işlem zorlaşır. Aynı zamanda 24. haftadan sonra ağır kalp hastalığı konsa bile bebeğe yapacak bir şey kalmamıştır. Bu nedenle tetkik 24. haftanın üstüne bekletilmemelidir

Fetal ekokardiyografi ile tüm kalp hastalıkları tanınabilir mi, hata payı varmıdır?
Tecrübeli bir pediatrik kardiyolog tarafından yapılan işlemde doğruluk oranı %90’ın üstündedir. Özellikle ciddi kalp hastalığı tanıma oranı %100 dür. Ancak çok küçük delikler, birde anne karnında normal olan açıklıklar doğum sonrasında tanınabilir. Bu işlemde tanınamayan küçük problemler bebeğe de doğum sonrası zarar vermezler. Burada en önemli nokta anne karnında normal olan deliklerin doğum sonrası devamı halinde kalp hastalığı yapmasıdır. Bu işlemin hata payını biraz artırır. Bu nedenle Fetal EKO yapılan bebeklerde çocuk hekimi gerekli görürse doğum sorası bebekte normal ekokardiyografi yapılmalıdır. Zaten işlem sonrasında işlemi yapan kişi bu konuda bilgi verir.

Fetal Ekokardiyografi’nin faydası nedir?
Doğuştan kalp hastalığı önceden bilmenin anneye ve bebeğe sayısız faydası vardır. Ritm bozuklukları gibi bebeğin anne karnında ölümüne neden olabilecek problemleri hamilelikte tedavi etmek mümkündür. Kalpte sorun olan bir bebekle doğum sonrası sürpriz olarak karşılaşmanın anne ve bebek açısından sayısız zararları vardır. Öyle kalp hastalıkları vardır ki tedavide saatler önemlidir ve doğumun anjiyo ve ameliyat şansı olan bir merkezde yapılması gereklidir. Çocuk kardiyologları bu hastalıkları bildiğinde bütün önlemleri ve ilaçları buna göre hazırlarlar. Bu hızlı süreç bebeğin yaşam şansını üst düzeylere çıkarır. Çünkü bugün bu hastalıkların çoğunun tedavisi mümkündür. Çok önemli bir diğer nokta şudur: öyle doğuştan kalp hastalıkları vardır ki bazılarının tedavileri mümkün değildir, yada tedavi edilmeye çalışılsalar bile bu çocukların hiçbir zaman normal bir kalpleri olmayabilir ve yaşam kaliteleri çok bozuktur. İşte bu işlemin en önemli yararı budur. Bu hamileliği devam etmenin anlamı olmayabilir, annenin tüm hamilelik sürecini geçirmesine gerek yoktur ve hamilelik sonlandırılabilir. İşte Fetal EKO aileye ve anneye bu şansı sunar.